sağlık turizmi

Sağlık Turizmi Üssü Türkiye

Son yıllarda Türkiye, sağlık turizminde gözle görülür bir büyüme yaşıyor. Özellikle estetik sektöründe. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen ‘yetki belgeleri’ ile Türkiye’deki sağlık kuruluşları sayısı hızla artarken, sağlık turizminde yeni iş modelleri ve medikal oteller de pastadaki payını alıyor. Ülkemizin bu yılki hedefi sağlık için seyahat eden 2 milyon turist ve 3 milyar dolar gelir

Türkiye, sağlık turizminde dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Gerek başarılı operasyon oranı gerekse jeopolitik konumu ile dünyanın dört bir yanından gelen binlerce kişi, geniş bir yelpazede sağlık hizmeti almak için ülkemizi tercih ediyor. Bu sebeple estetik teknolojileri ve estetik sektörü de kendini sürekli olarak yeniliyor.

2023 yılında bu sektörden elde edilen gelirin medyada da açıklanan sayısal verilere göre 453 milyon doları bulduğunu dile getiren Estetik International Sağlık Grubu Kurucusu Op. Dr. Bülent Cihantimur, 2027’de dünyada küresel estetik pazarının 40 milyar dolarlık hacme ulaşacağını belirtiyor. Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerle sektöre olan destekler ise her geçen gün artış gösteriyor. Dr. Yasemin Savaş Kaliteli Yaşam Kliniği Medikal Estetik Hekimi ve Medikal Estetik Tıp Derneği Başkanı Yasemin Savaş, yetkili kuruluş sayısının Aralık 2023 tarihinde 4 bin 787 olduğunu ve bu artışın devam edeceğinin bilgisini paylaşıyor. Optima Lazer Genel Müdürü Çetin Demirel de dünya çapında toplam hacmi 200 milyar dolara ulaşan estetik sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü henüz 3.5 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. Demirel, “Sağlık turizmi ile Türkiye’ye her yıl gelen hasta sayısının 360 bin–400 bin arasında değiştiğini, bunun ortalama yüzde 40’lık bölümünü estetik işlemlerin oluşturduğunu ifade ediyor.

TÜİK verilerine göre, yurtdışında yaşayan vatandaşlarla birlikte Türkiye’ye sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen ziyaretçi sayısının geçen yıl 1,4 milyonu aştığı ifade ediliyor. Ocak-Mart 2023’te ise ülkemize sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen ziyaretçi sayısının 2022’nin aynı dönemine göre yüzde 37.5 artarak 474 bin 114’e yükseldiği belirtiliyor. Türkiye’de sağlık turizmi en çok saç ekimi alanında yapılıyor ve ikinci sırada estetik cerrahi yer alıyor. Türkiye, dünyanın en çok estetik cerrahına sahip ilk 10 ülkesinden biri konumunda. Bu uygulamaları; diş tedavileri, kısırlık ve tüp bebek tedavileri, onkolojik tedaviler, göz tedavileri, obezite cerrahisi ve diğer cerrahi uygulamalar gibi alanlar takip ediyor.

Son zamanlarda otelcilik konusunda deneyimli olan ülkemiz, medikal oteller ile de öne çıkıyor. Trawellmed Sağlık Turizmi Acentesi Kurucusu Songül Alcı, Medikal-Otellerin, odalarında acil destek butonları barındıran, otel içinde 24 saat sağlık personeli bulunduran, gerektiğinde hastaların ilk müdahalelerini yapabilecek donanıma sahip revirleri bulunan tesisler olduğunu dile getiriyor. Bazı otellerde özel fizik tedavi alanları ve hemşire haricinde, fizyoterapist bile bulunuyor.

YENİ OTEL HAZIRLIKLARI

Türkiye’nin dünyada öne çıktığı alanlardan biri sağlık turizmi ve bu payın en büyüğünü de estetik sektörü oluşturuyor. 2023 yılında bu sektörden elde edilen gelir, medyada da açıklanan sayısal verilere göre 453 milyon doları buldu. Kayıtlı rakamların ötesinde, kayıtsız girişlerin bu miktarın en az beş katı olduğu tahmin ediliyor. Sağlık Turizmi konseyinin son verilerine göre Türkiye’nin sağlık turiminde üçüncü sırada yer aldığını söyleyen Estetik International Sağlık Grubu Kurucusu Op. Dr. Bülent Cihantimur, özellikle döviz geliri elde etmek isteyen ve devlet teşviklerinden faydalanarak bu alanda faaliyet göstermek isteyen klinik, doktor ve acentelerin ‘Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ aldığını söylüyor ve bu payın en büyük kısmını saç ekimi, diş ve plastik cerrahinin oluşturduğunu ifade ediyor. Dünyada küresel estetik pazarının ise 2027 yılında 40 milyar dolarlık hacme ulaşılması bekleniyor. Hastaların büyük çoğunluğunun yurtdışından geldiğini söyleyen Cihantimur, “Yurtiçi hastalarımızın sayısının yurtdışına göre nispeten daha az olmasının sebebi tamamen tanıtımlarımızı yurtdışından döviz getirmeye odaklamamızdan kaynaklanması” diyor. Estetik International’ın müşteri portföyü, birçok ülke ve kıtaya yayılmış durumda. Cihantimur, “Özellikle şu ülkeden geliyor diyebileceğimiz bir durum söz konusu değil” diyor. Yaş aralığı ise çok geniş bir yelpazeye yayılmış. Obezitenin dünyanın hemen hemen her yerinde sorun olduğunu söyleyen Cihantimur, “Zayıflama sonrası yağ aldırma operasyonları, nefes alma sorunları yüzünden yaptırılan burun operasyonları en sıklıkla karşımıza gelen ve estetik kaygılarının yanı sıra yaşanan farklı sebeplere dayanan sağlık sorunlarının başında geliyor” diyor. Günümüzde erkeklerin de estetiğe ilgi gösterdiğini sözlerine ekleyen Cihantimur, en yaygın yapılan işlemler arasında burun estetiği, botoks, yağ aldırma, saç ekimi, gıdı estetiği, karın germe, göz kapağı ve penis estetiği işlemlerinin geldiğini dile getiriyor. Son olarak hastanelerin ve kliniklerin yanında otel ve hostellerin açılmasının son derece önemli olduğuna da değinen Cihantimur, konuşmasını şu sözlerle sürdürüyor:

“Tedavi görmüş bir hastanızı daha konforlu otellere taşımak, her hastane ve kliniğin tercih ettiği bir yöntem. Standart otel hizmetlerinin dışına çıkıldığında, özelleştirmenin olduğu bir yapıda daha başarılı olacaklarını ve tercih edileceklerini düşünüyoruz. Büyüyen bir sektörde girişimcilerin yapabileceği yatırımlar arasında bu ve benzeri işler mevcut. İstanbul ve Bodrum’da hizmet vermeye başlayacak olan Recovery House otelimizin hazırlıklarını yapıyoruz. Yurtdışından gelen misafirlerimizin özellikle operasyon sonrası tıbbi bakım süreçlerinde rahat etmelerini hedefliyoruz ve birçok sürprizimiz proje içinde yer alıyor” diyor.

SAĞLIK VE TİCARET BAKANLIKLARINDAN BÜYÜK DESTEK

Dr. Yasemin Savaş Kaliteli Yaşam Kliniği Medikal Estetik Hekimi ve Medikal Estetik Tıp Derneği Başkanı Yasemin Savaş ise Türkiye estetik pazarının aslında olması gerektiği yerde olmadığını vurgulayarak bu alandaki farkındalığın artırılması ve doğru uygulamaların yapılması ile birlikte daha da büyüyeceği görüşünü savunuyor. Türkiye, sağlık turizminde önemli bir oyuncu olarak öne çıkıyor. Sağlık turizmi sektörüne olan ilgi hem sağlık hizmeti sunan tesislerin hem de sağlık turistlerini destekleyen aracı kuruluşların artışıyla paralel olarak artıyor. Öte yandan Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerle sektöre olan desteklerin de çoğaldığını söyleyen Savaş, “Sağlık Bakanlığı tarafından verilen yetki belgeleri ile Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının sayısı hızla artıyor. Yetkili kuruluş sayısı Aralık 2023 tarihinde 4 bin 787 idi. Bu artışın devam edeceğini düşünüyorum” diyor. Bu durum arz talebe bağlı olarak artıyor. Sağlık için seyahat eden turistlerin sayısı ve sektör gelirleri sürekli artış gösteriyor. Savaş, 2003 yılında genel turist içerisinde sağlık için seyahat eden turist oranı yüzde 0.9 iken, 2023 yılında bu oranın yüzde 2.3’e çıktığını da ifade ediyor. 2003 yılında 203 milyon dolar civarında seyreden sağlık turizmi gelirleri ise 2022 yılında 2,2 milyar dolara yükselmiş durumda. “Bu yıl Türkiye’nin 2 milyon sağlık için seyahat eden turist ve 3 milyar dolar gelir hedeflemesi, sektördeki büyümenin devam edeceğini gösteriyor” diye konuşan Savaş, sağlık için seyahat eden turistin kişi başı düşen gelirinin artırılması ve sektördeki kuruluşların organizasyon yapılarını güçlendirmesinin önemli bir gereklilik olduğuna vurguluyor.

“HERKES HER YERDE BU HİZMETE ULAŞABİLMELİ”

Geleceğe yönelik planları hakkında konuşan Savaş, “Sektörde talebi oluşturan kişilerin beklentileri arttıkça hizmet veren bizlerin de kendini geliştirmesi zorunlu hale geliyor. Yeni pazarlara açılma planıysa benim gibi girişimci ruhu yüksek biri için her zaman mevcut. Tabii ki farklı lokasyonlarda olmak isteğindeyim ve bu yönde planlarım var. Yeni tedavi yöntemlerimiz olacak, olmak da zorunda. Çünkü teknoloji sürekli bu alanda hizmet eden ve yenilikler getiren çalışmalar yapıyor. Bizler de bunları yakından takip ettiğimiz için kliniğimizde bu uygulamalarımızı yapacağız. Örneğin son dönemde hücresel tedaviler bizleri çok heyecanlandıran tedaviler. Bunlar da tabii kendini kanıtladıkça kliniğimizde tedavi protokolleri içerisinde yer alacak” diyor. Estetik merkezi sayılarının artmasının ihtiyaçtan kaynaklandığına değinen Savaş, şu açıklamayı yapıyor:

“Estetik, hala pazar payında olması gerektiği yerde değil, dünyanın çok daha gerisinde sayısal anlamda. Bu nedenle yeni merkezlerin açılması doğru. Herkes bu hizmetlere ulaşmalı. Anadolu’dan birinin gelip büyük şehirlerden bu hizmeti alması, ekstra bir maliyet doğuruyor. Ücra yerlerde de merkezler olmalı, buralarda da meslektaşlarımız var, ihtiyaç da var. Onların buluşması tabii ki bizi mutlu eder. Sadece, buralarda bu hizmetlerin merdiven altı olmamasına dikkat etmek gerektiğini söylemek istiyorum. Bu hizmetlerin verildiği yerler sağlık kuruluşuysa bence olması gereken bir şey. Merdiven altı ile mücadele, aslında bir toplumsal problem ve herkese bu konuda görev düşüyor; hem otoritelere hem biz hekimlere ve sağlık kuruluşlarına hem de tabii ki halka ve en önemlisi de aslında basına. Biz MESTDER olarak hem halkın talepleri konusunda bilinçlenmesini hem de bu uygulamaları yapan doğru kişi ve merkezlerle buluşmaları için çalışmalarımızı yürütüyoruz.”

TÜRKİYE PAZARI 3,5 MİLYAR DOLAR CİVARINDA

Güzellik ve estetik pazarı; kozmetik, medikal estetik uygulamaları ve estetik uygulamalar için geliştirilen ve üretilen cihazları kapsayan bir sektör olduğunu ifade eden Optima Lazer Genel Müdürü Çetin Demirel de bu sektörün kullanıcılarının güzelleşme ve gençleşme isteğiyle her yıl büyüyen bir alan olduğunu dile getiriyor. Demirel, dünya çapında toplam hacmi 200 milyar dolara ulaşan estetik sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü henüz 3,5 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor ve ancak hem yurtiçinde hedef kitlenin her geçen gün büyümesi hem de sağlık turizminin gelişmesiyle Türkiye’de estetik sektörünün geometrik olarak büyüyeceğinin öngörüldüğünü vurguluyor. Demirel’in verdiği bilgilere göre Türkiye; özellikle botoks, dolgu gibi işlemleri kapsayan medikal estetikte önemli atılımlar yapmış ve ayrıca birçok estetik amaçlı üretilen cihaz ve ekipmanların da Ar-Ge çalışmaları üretimini gerçekleştirmiş ve global markaların distribütörlüklerini almış durumda. Ayrıca bu alanlarda yapılan pazarlama çalışmaları ile hem uygulamalarda hem de estetik cihazlar anlamında distrübütörlük almaktan çok farklı ülkelere distribütörlükler vermeye başladı. Uluslararası Estetik Cerrahi Derneği’nin (ISAPS) verilerine göre Türkiye, pandemide dünyada en çok estetik işlemler yapılan beş ülkeden biri. Bu konu sektörün ne derece büyüme potansiyeline sahip olduğunu ispatlamakla birlikte Türkiye, ayrıca estetik turizmi ile önemli bir döviz girdisi de sağlıyor. Yurtdışı hastaların estetik sektöründeki payının Türkiye için oldukça yüksek olduğu görüşünde olan Demirel, “Sağlık turizmi ile Türkiye’ye her yıl gelen hasta sayısı 360 bin–400 bin arasında değişirken, bunun ortalama yüzde 40’lık bölümünü estetik işlemler oluşturuyor. Bu da yaklaşık 150 bin civarında yurtdışı hastanın Türkiye’de estetik işlem yaptırdığı anlamına geliyor. Türkiye, yurtdışından en çok hasta kabul eden üçüncü ülke konumunda. Bu alanda en çok hasta kabul eden ülkeler ise Tayland ve Meksika.

Cinsiyet ve yaş aralığı ise estetik operasyon talebinde belirleyici faktörler. Demirel’e göre meme büyütme operasyonları genellikle genç kadınlar arasında popülerken, yüz germe operasyonları genellikle orta yaş ve üzeri bireyler arasında tercih ediliyor. Estetik uygulamaların fiyatları ülke, şehir, klinik, doktor ve uygulama türüne göre değişiklik gösterebiliyor. Demirel, bu konuda da ortalama bir fiyat paylaşıyor:

“Genellikle saç ekimi için ortalama fiyatlar 2 bin ile 6 bin dolar arasında değişirken, dolgu uygulamaları için ortalama maliyetler bölgeye ve kullanılacak dolgu miktarına göre 500 – bin 500 dolar arasında olabiliyor. Botox uygulamaları için ise maliyetler, uygulanacak bölgeye ve kullanılacak birim sayısına göre ortalama olarak 200 – 800 dolar arasında olabiliyor. Demirel, bu fiyatların değişebileceğini belirterek kesin fiyatlar için bir uzmanla görüşmenin en doğrusu olacağı yönünde de vatandaşları uyarıyor.

“RİSKLER VE FIRSATLAR İNCELENMELİ”

Hastanelerin ve kliniklerin yanında otel ve hostellerin açılmasının, estetik turizmi için altyapıyı güçlendirmek ve hastaların konaklama ihtiyaçlarına çözüm sunmak açısından oldukça önemli bir adım olduğunu da sözlerine ekleyen Demirel, açıklamasını şöyle tamamlıyor:

“Bu tür bir yatırım yapmayı düşünen girişimcilerin pazar araştırması yapmaları, yerel ve uluslararası tıbbi turizm trendlerini incelemeleri ve yerel sağlık kuruluşlarıyla iş birliği yaparak talebi değerlendirmeleri önemli. Ayrıca kaliteli hizmet sunabilmek için konaklama tesislerinin hijyen standartlarına uygunluğu ve konukseverlik konusundaki becerilerin geliştirilmesi de çok önemli bir husus. Ancak bu tür yatırım planları, yerel lokasyonlar, finansal analizler ve uzun vadeli talep yaratma projelerine dayandırılmalı. Her zaman olduğu gibi, riskler ve fırsatlar titizlikle incelenmeli ve bu tür bir yatırımın uzun vadeli başarı şansını analiz etmek önemli. Neticede girişimlerin başarısı; bilgi birikimine, konuya hakim uzmanlar ile yardımlaşarak en uygun yatırımı en doğru zamanda en doğru yere yapmaya bağlı.”

Op. Dr. Bülent CİHANTİMUR / Estetik International Sağlık Grubu Kurucusu

“Geleceğin tekniği organik saç ekimi olacak”

Ogranik saç ekimi ile ilgili çalıştığımız çok özel teknikler var. Halihazırda tüm pazarlara yönelik pazarlama faaliyetlerimiz mevcut. Tüm pazarlardan müşteri çekebiliyoruz. Gelecekte hastalarımız için; otellerden daha uygun olabilecek, tıbbi müdaheleleri de yerinde yapabileceğimiz dinlenme tesisleri oluşturmak istiyoruz. Bunun dışında müşteriyi daha iyi bilgilendirmemizi sağlayacak platformlar oluşturma çabalarımız devam ediyor. Estetik International olarak dünyada ve sektörde benzeri görülmemiş birçok tedavi yöntemi geliştirdik ve global çapta alanında saygınlığı olan kurum ve basılı yayında bu tedaviler ile ilgili yazılar yayımladık. Bu ve benzeri çalışmalar, her zaman üzerinde çalıştığımız konular. Bu bağlamda tabii ki yeni tedavi yöntemlerimiz olacağını düşünüyoruz.

Güray AKAR / Özel Sculpture Polikliniği Kurucusu

“Dünyadaki yenilikleri takip ediyorum, büyüme trendi sürüyor”

Medikal estetik pazarı hem dünya çapında hem de Türkiye’de hızla büyüyen bir sektör. Dünyada medikal estetik pazarı, geçen yıl 15.5 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. Büyüme trendi devam ediyor ve önümüzdeki yıllarda daha da büyüyerek tahmin edilen değerleri aşması ve 10 yılda 400 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşması bekleniyor. Yurtiçi hasta sayımız oldukça yüksek. Yurtdışı hasta sayımızın toplam hasta sayımıza oranı yüzde 30-35 civarında. Bize en çok Amerika’dan, İngiltere’den ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden 30-55 yaş arası hem kadın hem erkek neredeyse eşit oranda geliyor. Estetik teknolojiler ve estetik sektörü, sürekli ve hızla gelişiyor. Güncel teknolojiyi ve yeni trendleri yakalamak çok çok önemli. Bununla birlikte ekibimin de düzenli olarak eğitim almasını sağlamak, teknikleri güncel tutmak son derece gerekli. Medikal estetik alanında sürekli yeni tedavi yöntemleri geliştiriliyor. Teknolojik ve bilimsel ilerlemeler sayesinde, daha etkili, invazif olmayan ve hızlı iyileşme süreçlerine sahip tedavi yöntemleri sürekli ortaya çıkıyor. Dünyadaki tüm yenilikleri mümkün olduğunca hızlı bir şekilde burada sunmaya gayret ediyorum. Yeni pazarlara açılma fikrimiz hep var. Teklifler de alıyoruz bu doğrultuda; ancak kapsamlı bir araştırma ve analiz gerekiyor. O nedenle arka planda bir çalışma var evet, ama birincil önceliğim sektörel gelişmeleri takip ederek, var olan işletmemizde gerek yerli gerek yabancı danışanlarımıza beş yıldızlı bir hizmet vermek. Bu tarz bir yatırım yapmadan önce pazar ihtiyaçlarını, rekabet ortamını, finansal potansiyeli ve hedef kitlenin beklentilerini dikkate almak önemli. Çok fazla estetik merkezi ve hastane var, bunların birçoğu kaliteli hizmet vermekten ne yazık ki yoksun. Sadece sosyal medya popülerliği kazanmış ancak yetkin olmayan pek çok işletme var. Yatırım yapılacak ve yanında durulacak markayı iyi seçmek önemli.

Songül ALCI / Trawellmed Sağlık Turizmi Acentası Kurucusu

“Sağlık turizminde yeni iş modeli oluşturduk”

Yıllardır yurtdışı saç ekim talebinin kliniğimizde karşılanması ve ortaya çıkan diğer taleplere daha profesyonel cevap verebilmek maksatlı bir sağlık turizmi acentesi olarak yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerimize devam ederek anlaşmalı olduğumuz hastanelerde sağlık turizmi hastalarının uçak biletinden evlerine dönünceye kadarki ihtiyaçlarında ve ‘post op’ dönem (ameliyat sonrası) danışmanlıklarında yanındayız.

Bu işletme içerisinde 23 yıllık sağlık turizmi deneyimi ve klinik işletmecisi olarak yılda 6 bin kişiye estetik, güzellik, obezite ve diş tedavileri başta olmak üzere; her branş sağlık hizmetlerinde danışmanlıkları veriyor ve online muayenelerini anlaşmalı doktorlarımız ile yaptırarak bulundukları ülkeden hastanelerimize getiriyoruz. 2020’de yaşanan pandemi sebebiyle sektörde bir düşüş olduysa da pandeminin etkisi azalmasıyla beraber tekrar yükseliş trendine geçti. Son iki yılda hem hasta sayımız hem de bu hizmetlerden elde edilen gelir, yıllık olarak yüzde 50 civarında artmıştır. 2022 yılına geldiğimizde, toplam 1 milyon 258 bin 382 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir, 2 milyar 119 milyon 59 bin ABD doları tutarında olmuştur. 2023 rakamları bunun üzerinde olacaktır, TÜİK henüz 2023 rakamlarını açıklamadı. Ama maalesef merdiven altı işletmeler ve kayıt dışılık sebebiyle bu rakamlarda ciddi bir eksik vardır. Her ne kadar Türkiye’de İstanbul sağlık turizminin kalbi olsa da Akdeniz bölgemiz, Antalya veya Ankara ve İzmir, hatta doğu illerindeki donanımlı hastaneler dünyanın her tarafından hastayı alarak tedavi ihtiyaçlarını karşılıyor. Türkiye’de 2023 yılında konvansiyonel turizm branşlarında, yani deniz, kültür ve şehir turizminde ”FVW Travel Talk Kongress” verilerine göre bin 200 Amerikan doları civarındayken, sağlık turistinin harcaması bunun çok daha üstünde ve dolaylı hizmetler ile beraber bu ortalama 2 bin Amerikan dolarının üstüne çıkıyor. Turizm bölgelerimiz ayaktan ve kısa süreli tedavilerde, tatilleri esnasında bu tedavileri yaptırmak isteyen kişiler için hepsi bir arada hizmet sunuyor.

Ülkemizde yeni bir gelişme: Medikal-oteller

Trawellmed Sağlık Turizmi Acentesi Kurucusu Songül Alcı, son zamanlarda otelcilik konusunda deneyimli olan ülkemizde yeni bir gelişme takip ettiklerini ifade ediyor. Alcı; medikal-otellerin, odalarında acil destek butonları barındıran, otel içinde 24 saat sağlık personeli bulunduran, gerektiğinde hastaların ilk müdahalelerini yapabilecek donanıma sahip revirleri bulunan tesisler olduğunu dile getiriyor. Bazı otellerde özel fizik tedavi alanları ve hemşire haricinde, fizyoterapist bile bulunuyor. Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür Bakanlığı altında acenteleşen sağlık turizmcilerin büyük bir görev üstlendiğini de sözlerine ekleyen Alcı, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Son yıllarda artan merdiven altı işletmeler bu sektöre ve insan sağlığına ciddi zarar veriyor. Hiçbir regülasyona tabi olmadan, basit web siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden reklamlarla hastalara ulaşıyorlar. Burada kötü deneyim yaşayan hastaların yurtdışında medya aracılığıyla bu sorunları dile getirmesi, ülkemiz adına çok üzücü. Özellikle sıkı rekabet, ciddi fiyat farklılıkları ve buna bağlı olarak malzeme kalitesizliği ve ruhsatsız alanlarda yapılan işlemler, hastalara verilen hizmeti riske atıyor. Hastalara en kısa zamanda en geniş kapsamlı paketi sunma yarışı, hastaların sağlıklarını ciddi şekilde riske atıyor. Kombine şekilde yapılan ameliyatlar, profesyonel ve etik olmayan hekimler ve sağlık aracıları sebebiyle ciddi komplikasyonlar yaşayabiliyor. Burada hastalara da daha bilinçli olmak düşüyor. Sağlık hizmeti alırken tek kriter fiyat olmamalıdır. Bu sebeple merdiven altı hizmet veren kişi ve yerler daha da geç kalınmadan derhal düzenlenmesi gerekiyor. Sağlık Bakanlığı teşvik programı bizleri oldukça destekliyor. Yurtdışı ofis açma, hastayı yerinde görme ve sonrasında kontrollerini yapabilme açısından bizler için önemli bir avantaj sağlıyor.”

Dt. Güzin KIRSAÇLIOĞLU / Avrupa Estetik Diş Hekimliği Akademisi Üyesi, Divas in Dentistry Türkiye Temsilcisi

“Diş estetiğinde dünya devleriyle yarışabiliriz”

Yapılan araştırmalara göre globalde kozmetik diş hekimliği pazar büyüklüğünün 2022 yılında 33,5 milyar Amerikan doları olduğu tahmin ediliyor ve 2023’te 36,7 milyar Amerikan dolarına ulaşması bekleniyor. Türkiye’de ise sağlık turizminin yükselmesiyle 2027’ye kadar genel estetik pazarının 40 milyar dolara ulaşacağı öngörülüyor ve bunun dörtte bir oranına yakınını diş estetiğinin oluşturduğu düşünülebilir. Türkiye’nin bu anlamda doğru tanıtıma ihtiyacı vardır çünkü diş estetiğinde dünya devleriyle yarışabilecek kabiliyette yetenekli diş hekimleri ve teknisyenlere sahiptir. Antalya, İstanbul, Fethiye, Bodrum gibi lokasyonlarda genel turizmden de faydalanarak dişleriyle ilgili operasyon yaptırmak isteyen hastaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Ülkemizi ağırlıklı olarak Amerika ve İngiltere’den gelen hastalarımız tercih ediyor. Bunun yanında İran ve Irak’tan da gelen hastalarımız mevcut. Diş özelinde son yıllarda en çok tercih edilen estetik operasyonlar, genellikle lamina uygulamalarıdır. Onun dışında e-max ve zirkonyum uygulamaları da estetik uygulamalar içinde. Diş özelinde son yıllarda en popüler olan estetik uygulamalardan biri de yüzde gençleştirme tedavileri; yani yüz estetiğini tamamlayan, arka azı dişlerin zamanla eriyip boylarının kısalmasıyla yüz yapısının çökmesine neden olan aşınmaların tedavileridir. İnsanlar artık yaş alıp yaşlanmamak istiyor. Bu nedenle diş hekimliğinde en popüler tedavilerden biri vertikal boyut yükseltme tedavileridir ve gelecekte bu tedaviye olan talep daha da artacak. Aynı zamanda orijinal dişlerin tekrardan düzenlenmesini sağlayan şeffaf ortodonti, aligner tedavileri de günümüzde en popüler estetik tedavilerden. Diş çapraşıklıklarının düzeltilmesi yüz genelinde bir düzelmeye sebep olduğu için bu tür tedaviler günümüzde en sık uygulanan tedaviler haline geldi.

2024’ün trend estetik uygulamaları

2024 yılında estetikte doğal dokunuşları farkettirecek uygulamalar öne çıkması bekleniyor. Örneğin elastikiyetini kaybetmiş sıkılığa ihtiyacı olan ciltler için doku stimülasyonu bunlardan biri.

-Cerrahi olarak rinoplasti, meme estetiği, göz kapağı estetiği, medikal estetik tarafında saç ekimi, dolgu ve botoks işlemleri de geçen yıl öne çıkan ve bu yıl da sıklıkla görülen uygulamalar.

-Bunların yanında doku stimülasyonu, biyostimülasyon ve hücresel tedaviler de ön plana çıkıyor.

-Ek olarak diş tedavileri ve gülüş estetiği gibi tedaviler, gerek erkek gerekse kadın hastalar tarafından tercih edilen estetik operasyonların başında geliyor.

Erkekler de estetiği çok sevdi

Erkekler, en çok saç ekimi, koltuk altı terlemeleri için botoks, karın bölgesi yağlanmalarına yönelik soğuk lipoliz, koltuk altı, sırt, göğüs bölgelerine yönelik lazer epilasyon tedavilerini yaptırıyor. Alın, göz çevresi, kaş arası ve terleme botoksu, erkek danışanlara en sık uygulanan işlemler arasında. Bunların yanında daha erkeksi yüz hatları isteyen danışanlar, köşeli yüz hatlarına sahip olmak için ‘jawline’ çene dolgusu da yaptırabiliyor. Hatta sıklıkla tercih edilen uygulamalardan biri olduğu belirtiliyor. Dolgu ve botoksun yanı sıra erkeklerde öne çıkan bir diğer uygulama da doku stimülasyonu. Doku stimülasyonu ciltte elastikiyet kayıplarını tedavi etmeye ya da daha sıkılaşmaya yönelik uygulamaları kapsıyor.

Hem ziyaret hem estetik

Turistlerin estetik ameliyatlar ve uygulamalar için Türkiye’yi tercih etme nedenleri arasında birkaç önemli faktör bulunuyor. Bunlardan ilki, Türkiye’nin estetik cerrahi alanında uzman ve deneyimli doktorlara sahip olması. Türkiye’deki sağlık kuruluşlarının modern altyapısı ve yüksek kalitede hizmet sunma kabiliyeti çok iyi düzeyde gelişmiş olması tercih edilme sebepleri arasında. Ayrıca Türkiye’nin estetik ameliyat maliyetleri diğer ülkelere göre genellikle daha uygun maliyetli. Bunun yanı sıra turistler, Türkiye’nin bir turizm cenneti olması da estetik ameliyatlar ve uygulamalar için seyahat ediyor bile olsalar çekici bir ek faktör olarak niteleniyor.

Prof. Dr. Reha YAVUZER / Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı

“En büyük sıkıntı mevzuat”

Türkiye’de pek çok klinik yapısı mevcut. Bu kliniklerden bazıları daha çok yurtiçi hastalara bazıları ise sadece yurtdışı hastalara yönelik çalışıyor. Biz kendi kliniğimizde yaklaşık yüzde 17-25 oranında yabancı hasta görmekteyiz ama yabancı hasta sayısı yüzde 100 olan klinikler olduğu gibi yabancı hasta hiç görmeyen klinikler de mevcut. Bu noktada kliniğin coğrafi olarak lokasyonu, hangi şehirde bulunduğu, ekiplerinin yabancı dil bilgisi oldukça önemli. Türkiye’de özellikle yardımcı sağlık personelinde yeterli yabancı dil bilme oranı ve teknolojik uygulamalarda çağımızın gereği tekniklere hakim olma oranı maalesef düşük. Bu konudaki yetersizliklerin giderilmesi için konuya yönelik eğitim kurumlarının oluşturulması şart. Sağlık turizmi kadar bir önemli konu, aslında turizmde sağlık. Türkiye çok büyük bir yatak kapasitesine sahip ve Türkiye’ye çok sayıda yabancı turistik faaliyet amacıyla geliyor. Bu turistik faaliyetler sırasında bir takım sağlık hizmetlerinden veya güzellik hizmetlerinden yararlanmaları mümkün. Burada da en büyük sıkıntı mevzuat olarak karşımıza çıkıyor. Oteller bünyesinde yapılabilecek olan estetik güzellik ve uzun yaşamla ilgili işlemlerin belirlenmesi ve bunlarla ilgili mevzuatların oluşturulması, Türkiye’nin önünde çığır açacak ve yepyeni bir döviz girdisi sağlayacak bir açılım olacaktır. Bu konuda Turizm Bakanlığı’nın özel ilgi alanlarından birine girmekte güncel Turizm Bakanlığı, konuyu çok değerli bulup bunun üzerinde yoğun şekilde çalışmalarını sürdürmekte.

“2024, teknoloji yılı olacak”

Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Reha Yavuzer’e göre 2024, öncelikle teknolojinin çok daha içimizde yer aldığı bir yıl olacak. Çok değişik teknolojilerle karşı karşıya olduğumuzu belirten Yavuzer, “Rene klinik olarak dört yeni teknolojiyi getirmiş ve uygulamaya başlamış durumdayız. Bunların önümüzdeki aylar içerisinde her birinin tek tek lansmanları gerçekleştirilecek. Bu uygulamalarla gerek vücutta gerekse yüzde ameliyat yapılmaksızın çok fazla başarılı sonuç elde edilebiliyor. Bunlara ek olarak uzun yaşamla ilgili yine çok enteresan ve başarılı teknolojiler karşımıza çıkıyor. Bunlarla ilgili de önemli girişimler söz konusu. Artık hem uzun yasayacağız hem daha güzel görünüceğiz hem de fonksiyon olarak çok daha iyi olacağız.”

Dr. Köksal HOLOĞLU / Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi Derneği (THTC) ve Romatem Hastaneler Grubu Başkanı

“Merdiven altı fizyoterapi merkezlerine dikkat”

Bazı fizyoterapistler tarafından hastalara son zamanlarda moda olan ‘manuel terapi ve kayropraktik’ adlı tedavi yöntemi uygulanıyor. Hastaları bir hekim gibi muayene ediyorlar. Ondan sonra ‘Sizin bel fıtığınız, boyun fıtığınız var. Bunun için size manuel uygulama yapacağız’ diyorlar. Bu, halk arasında ‘kütletme’ diye bilinen bir yöntem ve çok yüksek ücretlerle tedavi olunuyor. Bel ağrılarının sadece yüzde 1’i bel fıtığı kaynaklı ve tedavi edilmesi gereken ağrılardır. Burada hastaların neredeyse tamamına bel fıtığı teşhisi koyuyorlar. Hiçbir ayırıcı tanı metodu kullanmadan, hekim muayenesi olmadan teşhis konuluyor. Bu insanlardan ‘Bir-iki günde sizi iyileştireceğiz’ diye çok yüksek ücretler alınıyor. Özellikle bu gruplar, sosyal medyayı çok iyi kullanıyor ve hatta bazı influencer’lar ile çalışarak arama motorlarına büyük bütçeler harcıyor. Fizyoterapistler, sadece bir hekim tarafından tanımlanmış aktiviteyi kişiye tarif edebilir, asla hastayı tedavi edemez. Bu merdiven altı çalışılan yerlere çok dikkat edilmeli.

KAYNAK : PARA DERGİ